26 Eylül 2008 Cuma

VAN EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Eğitim ve Araştırma Hastanesine dönüştürülen, Van Devlet Hastanesi’nde yenilikler hız kazandı.

1943 yılından bu yana 50 yatak kapasitesiyle hizmet sunan Van Devlet Hastanesi, 2008 yılında yenilenerek modern ünite, uzman kadrosu ve 419 yatak kapasitesiyle bölgenin sağlık ihtiyaçlarına cevap verebilir duruma gelmiştir. Van Devlet Hastanesi Sağlık Bakanlığı’nın almış olduğu karar doğrultusunda Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak yeni bir kimlik kazanmıştır.
70 yıldır bölgesel çapta sağlık hizmeti sunan Van Devlet Hastanesi başta Van olmak üzere Hakkâri, Ağrı, Iğdır, Bitlis, Muş il ve ilçelerinden hasta sevkini karşıladıklarını dile getiren Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Öztekin Çıkman, “ 60 poliklinik, 419 yatak kapasitesi, 78 doktor, 170 hemşire, 76 yardımcı personelden oluşan 512’si kadrolu olmak üzere, toplam 928 çalışan ile hizmet vermekteyiz. Yanık tedavi merkezi, kanser erken teşhis merkezi, fizik tedavi rehabilitasyon merkezi, bölge laboratuarı, modern görüntüleme merkezi ve 19.486 metre karelik alan kapasitesiyle yoluna devam edecektir. Ayrıca 2007 yılında İpekyolu üzerinde temeli Milli Eğitim Bakanımız Doç. Dr. Hüseyin Çelik ve Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ tarafından temeli atılan Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin altyapısını oluşturma çalışmalarımız sürmektedir’’ şeklinde konuştu.

Yeni Hizmet Dönemi
Yenilenen Röntgen ünitesinin hizmete girmesiyle uygulanan randevu sisteminin tarihe karışacağını belirten Çıkman, “Artık hastanemizde, 'Bugün git, yarın gel' anlayışı yerini 'Bugün gel, bugün git' sloganı alacaktır" dedi. Röntgen ünitesini çağın sağlık ihtiyaçlarına cevap verebilecek yapıya ve görünüme kavuştuğunu ifade eden Çıkman, görüntüleme ünitesine aldıkları 2 adet Dijital Röntgen, 1 adet Multislice Tomografi ve Manyetik Rezonans (MR) cihazları ile birlikte tetkikleri günlük yapılacağına dikkat çekti.
Her hekime bir poliklinik, hekim seçme hakkı ve hasta merkezli hizmet prensibiyle çalıştıklarını dile getiren Çıkman, hastaneden randevu talebinde bulunan hastaların yüzde 70’inin tercihinin internet olduğunu vurguladı. 60 poliklinik ile hizmet veren hastanede, her gün 2500 hastaya poliklinik yapıldığını ifade eden Çıkman, bu rakamın her ay 60 bine ulaştığını kaydetti.

Van Eğitim Ve Araştırma Hastanesine Ziyaret
İl Sağlık Müdürü Dr. Ahmet Özer, Başhekim Dr. Öztekin Çıkman ve hastane idarecileri tarafından karşılanan Vali Özdemir Çakacak hastane gezisi sırasında ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ çerçevesinde Van’ın Bölge Sağlık Üssü olarak hizmet verdiğini belirtti. Yanık Merkezinin bölgenin büyük bir eksikliği olduğunu, hastaların yıllardır zorunlu olarak Erzurum ve Diyarbakır illerine sevk edildiğini belirten Çakacak, “Bundan sonra tüm bölge illere hizmet verecek olan çağdaş ve ileri teknolojik donanımları ile kurulan bu merkezle hastalar bölge dışına artık sevk edilmeyecek” dedi. KETEM (Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezi) ziyaretlerinde İl Sağlık Müdürü Dr. Ahmet Özer, bu merkezin ülke genelinde 31 ilde kurulduğunu bildirdi. Hedef 15-49 yaş arası kadınlarda serviks kanseri ve meme kanserinin erken teşhisine yönelik taramalar olduğunu işaret eden Özer, mutlak şekilde tüm bayanların bu merkeze gelerek, ücretsiz taramadan geçebileceklerini söyledi.

25 Eylül 2008 Perşembe

ENGELLER KALKIYOR

Yıllardır ortopedi alanında ürünlerindeki yenilikleriyle tanınan Otto Bock, “Süper Four” ile yine bir ilke imza attı.

Firma, 1919 yılında 1. Dünya savaşı sonrasında Almanya’da kuruldu. Firmanın kurucusu temelde marangoz olan Otto Bock, İkinci Dünya Savaşı sonrasında protezlere ihtiyaç duyulduğu için bu alana yöneldi. 2009 yılında 90. yılını kutlayacak olan firma, eksik kol ve bacaklara yönelik dıştan takılan protez, ortez denilen vücuda destek ürünleri, tekerlekli sandalyeler, akülü sandalyeler ve engellilere yönelik araçlar üretiyor. Türkiye’de 1999 yılında kurulan firma, 38 kişiyle 4 bölgede hizmet veriyor. Firma ülkemizde 500 civarında ortez, protez alıcısına ürünün yanında uygulama desteği de veriyor. Amaçlarının insanların yaşam kalitesini arttırmak olduğunu belirten Otto Bock Genel Müdürü Hasan Ürey, engelleri mümkün olduğunca kaldırarak hizmet sunmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Ürey, Süper Four denilen aracın dünyada ve ülkemizde ilk olduğunu dile getirerek, aracın tüm hava ve yol şartlarında hareket edebildiğini kaydetti. Süper Four’un 40 derece eğimli yollarda tırmanma ve inme imkanı sağladığını belirten Ürey, “200 km menzili var ve akülü motorla çalışıyor ve akü bittiğinde benzinli motor ile şarj edilebiliyor. Mouse(joystick) sayesinde parmak ucu ile çalışıyor, 5 vitesi var. 15 km’ye kadar hız yapabiliyor. Araca binmek çok kolay, manuel sandalyesi ile gelen engelli koltuğun öne gelmesi sayesinde süperfora geçiş yaptıktan sonra tekerlekli sandalyesini lift denilen kısma aktarabiliyor. Yolda bir mağazaya girmek istendiğinde manuel sandalyesi ile hareket ederek büyük ölçüde engelleri kaldırmış oluyor. Normal araba gibi trafik sinyalleri var. Otto Bock ürünü diğer sandalyeler ev içi ve ev dışı normal sokak koşullarında kullanılabiliyor. Sandalyelerin resmi ödemesi çok düşük. Resmi ödeme fiyatları şöyle; 1700 YTL akülüler için, manuel sandalyeler 200 ile 650 YTL arasında değişen fiyatlarda. Kaliteli ürünlerimizin çoğuna tüketiciler resmi ödemeye göre makul bireysel katkı yaparak ulaşabiliyor. Kamu ihale kurumunda en ucuz olan tercih ediliyor ama biz kaliteden feragat etmiyoruz. Kuruluşumuzun direktifi var ve kalite bizim için her şeyden önemli. Tüm ürün gamlarında varız” dedi.

Kaliteli Hayat
CE ve medikal firmaların sahip olması gereken kalite belgelerinin yanı sıra ISO 13485 belgesine sahip olduklarını ifade eden Ürey, sektörde uygulamalı atölyelerin TSE 13181 şartı gerektirdiğini söyledi. Ürey Protez ve Ortez uygulamasına yönelik, yönetmeliğin olmaması, denetimin yapılmaması ve seri numaralı üretilmemesi sebebiyle sıkıntı yaşandığına dikkat çekti. “Harmoni diz altı protezi, diz altından bacağı eksik olan hastalara yönelik bir protez. Harmoni denilen vakumlu soket sisteminde her topuk vuruşunda soket ile güdük arasında vakum oluşturuluyor” diyen Ürey, protezin ayaklarından çıkacak gibi olmasını engelleyen sistemin havayı dışarı attığını kaydetti. Dünyanın ilk bilgisayar kontrollu dizi olan C-Leg diz üstü protez sistemi, sağlıklı bacağın hızına göre dizin aynı hızda hareket etmesini sağlıyor. Aynı zamanda da ayakta dururken kaslarını yormadan kişiyi rahat bıraktığına dikkat çekti. Diğer özelliğinin de bisiklete binmeyi, kayak yapmayı sağladığını vurgulayan Ürey, çok daha emniyetli yürümeyi sağladığını ifade etti. Saniyede 50 ölçüm yapan C-Leg sayesinde, basılan zeminin nasıl olduğu hakkında veriye göre adım atılabildiğini kaydeden Ürey, hastanın sanki dizi varmış gibi hareket ettiğini belirtti.

E-Pulse denilen ürünün ise, harmoni sistemine benzer değişik seviyelerde vakum oluşturduğunu, bacağa masaj yaptığını, damarlardaki kanın daha seri dolaşmasını sağladığını söyleyen Ürey, “Diyabetli hastalarda yaranın daha çabuk iyileşmesini sağlıyor. Mekanik uygulamayı elektronik yapabiliyor. Hasta protezini masaj moduna alarak kaslarının rahatlamasını sağlıyor” dedi.
E-Mag active isimli uzun yürüme cihazı, kişinin bacakları olmasına karşın kasların çok iyi çalışmadığı durumlarda, tercih edildiğini ifade eden Ürey, bacağı felçli olanların bu cihazla dik durmasının ve yürüyebilmesinin daha rahat mümkün olacağına işaret etti. Uzaktan kumanda ile diz eklemini bükerek, kişinin oturur konuma geldiğini dile getiren Ürey, ayağa kalktığında cihazın otomatik olarak yine düz konuma geldiğini söyledi.
Ürey , “Spina bifidalı hastalarda ve parapilejili hastalarda belden aşağısı tutmayanlara yönelik bir cihaz olan RGO ile hasta gövde hareketi yaptığında bacak yürüyebiliyor şekle geliyor. Bacak kendiliğinden düz adımlar atıyor. Bu hastalar ‘Makaslama’ denilen hareket ile yürüdüklerinden bacakların birbirine takılması ve hastanın yürümesinin mümkün olmadığını ; ama RGO sayesinde hasta gövdesini yana kaldırdığında anatomik olarak bacağın normal adım atabilmesinin mümkün olduğunu ifade etti.

24 Eylül 2008 Çarşamba

KUANTUM HASTANE YOLUNDA

Ankara'da oda sistemini uygulayan ilk ve tek merkez olan Kuantum Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezinden Dr. Bilgehan Biçer, hedeflerinin yataklı bir rehabilitasyon merkezi açmak olduğunu söyledi.

Lise yıllarında fizik olimpiyatlarında birincilikler alan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Bilgehan Biçer, diyaliz tecrübesinin yanında medikal estetik sertifikası da sahibi. Adıyaman’da ilk güzellik merkezini açan Dr. Biçer, ‘Fiziğin Taosu’ adında okuduğu bir kitaptan etkilenerek merkezinin adını Kuantum olarak belirlediğini ifade etti. 45 kişilik kadrosu bulunan merkezin, 30’u sağlık personeli olduğunu kaydeden Dr. Biçer, 2006 yılının Eylül ayında açılan merkezin yıldönümünde huzurevlerinden yaşlıları getirterek ücretsiz chek-up yapmalarının yanı sıra engellilerin topluma entegrasyonuna yönelikte bir proje başlattıklarını ifade etti. Açıldıkları günden bu yana olumlu geri dönüşler aldıklarını vurgulayan Dr. Biçer, “Merkezimizde klasik fizik tedavi uygulamalarının yanı sıra, manipulasyon uygulamaları ve Türkiye’de robot lazer ve akustik şok dalgalarını ilk uygulayan merkezlerdeniz. Ankara'da oda sistemini uygulayan ilk ve tek merkeziz. Oda sisteminde de havalandırma, müzik yayını, tek kullanımlık çarşaflar gibi hizmetlerimiz bizi rakipsiz kılıyor. Ayrıca Ankara'da ISO 2001 standartlarında hizmet veren tek merkeziz. Aynı zamanda ilk insan kaynakları departmanı kuran merkeziz. Burada her işi profesyoneller yapıyor” dedi.

Yabancı Hasta Serbest Kalmalı
2007 yılında 5 bin hastaya ayaktan tedavi uyguladıklarını dile getiren Dr. Biçer, 2009 yılında yataklı bir kurum haline gelmeyi hedeflediklerini vurguladı. Ankara'da fizik tedavi alanında yataklı kurumlara büyük ihtiyaç olduğunu kaydeden Dr. Biçer, sağlık turizmindeki son gelişmelerle ilgili olarak şöyle konuştu: “Yabancı hastaların Türkiye’de serbest dolaşma hakları yok. Ülkemizde hem tedavi ucuz, hem de güzellikleri göstermek için çalışmalar yapılmalı. Bu konuda Spa wellness, kaplıca kür tedavileri, akupunktur, meditasyon hizmetleri sunarak yurt dışından hasta getirtmek mümkün kılınabilir.”

Bel Okulu
Merkezlerinde medikal masajın yanı sıra manipulasyon denilen bazı eklemlerin fonksiyonel bozukluklarını elle açma işleminin de yapıldığını söyleyen Dr. Biçer, bel tutulmasından, boyun ağrılarına birçok eklem rahatsızlıklarında manipulasyon işleminin yapılmasının etkili olduğunu vurguladı. Ayrıca ESWT denilen yoğunlaştırılmış ses dalgalarıyla tedaviyi uygulayan tek merkez olduklarını ifade eden Dr. Biçer, “ESWT uygulaması özellikle topuk dikeni, tenisçi dirseği ve omuz tutukluluklarında birkaç seansta çözüm sunuyor. Benzer şekilde robot lazer de geniş bel boyun diz gibi geniş bölgelerin rahatsızlıklarında çok etkin çözümler sunuyor” diye konuştu. Merkezlerine hijyen belgesi almak için başvurduklarını vurgulayan Dr. Biçer, “Hastanın hastalığı hakkında bilgi vermek için ‘Bel Okulu’ açtık. Burada belin yapısı, fonksiyonları, belin nasıl kullanılacağı ile ilgili eğitim veriyoruz” dedi.